El Temizliğine Dikkat!

Çocukken en çok duyduğumuz uyarılardan biri de “Elini Ağzından Çek” tir eminim. O çocuklukta kaldı deyip elimizi ağzımızla yada yüzümüzün herhangi biyeri ile okadar çok ilişkilendiriyoruz ki. Mesela; Pazardan aldığımız meyveleri yıkamadan yemiyoruz. Yada yere düşen bir yiyeceği yıkamadan yemiyoruz. Fakat ellerimizi sürekli yıkama fırsatımız olmuyor. Umumi yerlerde gün boyunca çok bulunuyoruz. Ve beklide milyonlarca insanın dokunduğu yerlere bir de biz dokunuyoruz. Tamam bağışıklığımız buna dayanmaya çalışıyor ama nereye kadar?
İlk başta marketten alığınız her şeyi temizleyerek dolabınıza yerleştirin. Özellikle kutu içecekleri kutusundan içmeden önce mutlaka silin. Yada bardakta tüketin. Belli aralıklarla evinizin dış kapısını açıp kapatırken tuttuğunuz yerleri temizleyin. Çağımız hastalıkları artık bu kadar kolay yollardan yayılıyor. Küçük ufacık önlemler almamız artık şart.

Mobilyanızdaki kurumuş mum lekesi temizliği üzerine

Mobilyanızın üstüne bulaşmış olan mumu katı ve sert hale getirmelisiniz. Bunun için üzerine buz koyun. Plastik yada sert bir kart (mesela eski bir kredi kartı), kör bir bıçak veya bir cetvel ile aşındırma çizme yapmadan mumun üstünden yavaşça kazımaya çalışın. Özellikle ahşap, kolay çizilebilen ağaçlardan yapılmış mobilyalarda biraz mum kalabilir. Hafif nemli yumuşak bir bez ile üzerini tekrar silin.

Diş Fırçalama Oranı Artıyor !

Türkiyede diş fırçalama oranı günden güne artıyor. Diş macunu firması bir araştırma yapmış, yüzde 70 ten fazla kişi günde enaz 1 kere dişerini fırçalamaktaymış. Yüzde 10 luk kısım da hiç fırçalamıyor. 20-30 yaş arasındaki çalışan, bakımlı eğitimli kadınlar erkeklerden daha çok diş bakımına özen gösteriyor. 20-45 yaş arası her 5 kişiden birinde de diş hassasiyetinden kaynaklı sorun bulunuyor ve büyük bir çoğunluğu ise tedavi ile ilgili hiçbir girişimde bile bulunmamış.
Kişiler öncelikle genel diş sağlığını koruma amaçlı dişleri fırçalamakta, daha sonra beyazlatmak,ağız kokusunu önlemek yada bakteri oluşumunu engellemek geliyor.

Göbek Bağlatmayan İçecekler

Çok uzak ülkelerde yada tropik yerlerde yetişen şeylerden üretilen içecekler değil, günlük hayatımızda sürekli elimizin altında olan içeceklerden bahsediyoruz.

Mesela su; vazgeçilmezimiz, hayat kaynağımız. Günde enaz 2 lt su tüketimi ile yavaş yavaş ön taraftaki çıkıntılarımızın eksildiğini görebilirz.

Mesela kahve; içeriğinde birçok fayda sağlayan bileşim var. Kahve neredeyse kalori içermiyor fakat şekerle birleşince çok sağlamlaşabiliyor vücudumuzdaki yeri. Özellikle de aromalı kahvelerden mümkün olduğunca uzak durulmalı.

Mesela çay; Çaysız bir güne başlanabilir mi, yada kahvaltı çaysız olur mu, bağımlısı okadar çoktur ki, tüketimi sudan hemen sonra gelen çaydır. Çay antioksidandır birçok kanser tedavisinde kullanılabilir, şekersiz tüketimde kalorisi de o kadar az ki.

folik asit ve YENİ 'ler

Folik asit hamile iken anne adaylarına önem ve öncelikle önerilen bir etken iken, şimdi şimdi cilt bakımı ve yeni hücreler için de öneriliyor.
Folik asit bir vitamin türüdür. O vitamin de B vitaminidir. Eksikliğinde anemik durumlar görülebilir. Bebekler içinse sinir sistemi,omurilik,omurga gelişimi açısından zaten 1. sırada gelmekte. Hamilelik dönemi için önerilen bu vitaminin cilt ve hücre yenilenmesi için de önerilmesi Almanya da düzenlenen bir sempozyumda açıklandı. Birçok dermatoloğa göre Hücre yapısını oluşturan DNA sentezinde sarmal yapının kopyalanması sırasındaki protein oluşumu için önemli bir etken olan folik asit, Yeni’ ler açısından kilit bir noktada.
Hamilelik döneminde anne adaylarına önemle tavsiye edilen folik asidin faydası şimdilerde cilt güzelliği ve hücre yenilenmesi konusunda da keşfedildi. Güzel olan nokta folik asidi doğal yoldan almak da mümkün.

Bebeğinizi Emzirirken Dikkat Edilecek Hususlar

Ne mutludur anne olmak. Bebeğinizi ilk kucağınızda aldığınızda ilk önce emzirin. Emzirin ki kokunuzu tanısın, sizi benimsesin.
Emzirme işlemine başlamadan göğüs ucunun iki parmakla öne doğru çekilmesi ve göğsün kahverengi kısmının bebeğin tam olarak ağzında olması gerekiyor. Göğüs ucu çok sert olmamalı, sert ise yumuşatmak lazım ki bebek daha kolay emsin. Emerken bebeğin başı göğüs seviyesinde olmalı. Kolunun biri annenin sırtında diğeri ise annenin teninde, hatta göğsünde olması gerekiyor.
Annede süt geldiğinde göğüslerdeki genişleyen kanallarda süt birikir. Sonrasında tıkanma, ateş, iltihaplanma yapar. Bunu önlemek için süt gelirken masaj yapılırsa yani yukarıdan aşağıya sütün gelişi desteklenirse, düğüm hissedilen noktaları ovalanarak aşağı doğru indirilirse bu problem çözülebilir.

Daha Dik ve Dolgun Göğüsler

Herhangi bir nedenden kaynaklı akciğer hastalıkları, kontrolsüz kilo, obezite ve şekere bağımlı hastalıklar sonucu göğüslerde sarkma meydana gelebilir. Pek çok kadın bu konudan müzdaripitr. Yurt dışından gelen biçok krem göğüs sarkmalarını yok edebiliyor. Düzenli olarak kullanıldığında göğüs büyüten, dikleştiren, sıkılaştıran ve sarkmalara engel olduğu iddiasında olan kremleri, her bir göğüs üzerinde dairesel hareketlerle 3-5 dakikalık masaj uygulaması suretiyle kullanmanız gerekiyor. Tamamen bitkisel olan bu kremlerin hiçbir yan etkisinin bulunmadığı iddası da cabası.

Pantolon alırken;

Pantolon çok güzel bir kesim olabilir fakat sizin vücudunuza uygun olmayabilir. Denediğiniz pantolon üzerinizdeyken bir de oturarak duruşuna bakın, bir püf nokta isterseniz önü düz olan pantolonlar daha ince, manşetsiz pantolonlar bacak boyunu daha uzun gösterir.
Bel kısmı en az 2 parmak genişler olmalı.
Kalın kumaş her zaman dökümlü durur. Üzerinize çok yapışan bir model tercih ettiğinizde bakış açınızı biraz daha değiştirin derim. Lateks yani esneyebilen kumaşlar ise olduğundan daha genişleyebilirliğinden dolayı biraz daha üstünüzü saran modelleri tercih edin.

Polen ve Astım bağlantısında DİKKAT noktaları

Pencereler kapalı konumda tutulmalıdır. Gün içinde mutlaka havalandırmanız gerekiyorsa polenler daha çok sabah 05.00 -10.00 arasında yayıldıklarından ev öğleden sonra havalandırılmalıdır.

Alerjiniz varsa mümkün olduğunca sokağa çıkmayın. Polen maskesi varsa kullanmalıdır.
Polen mevsiminde açık havada spor yapılmaması daha uygun

Dışarı çıkarken gözlerin yanını da örten güneş gözlüklerinin faydası olabilir.
Eve gelindiğinde üzerinizdeki giysiler değiştirilerek yıkanmalı, hatta alerjisi olan kişi de detaylı bir banyo yapmalıdır.
Mevcut yerlerinizdeki klimaların polen filtreleri sık sık değiştirilmelidir.
Ev içi hava temizleyiciler eve giren polenlerin ortadan kaldırılmasında faydalı olabilir.
Özellikle tozlu,sigara dumanlı yerlerden uzak durulması bu rahatsızlığın tetiklenmesini azaltacaktır.

Köri Bilmecesi Çözüldü mü?

Baharatlar her derde deva der eskiler. Her yeni gün yeni bitanesi günışığına çıkıyor. Mesela Amerika da Cork Kanser Araştırma Merkezi bilimcileri, KURKİMİN denen, köri baharatının yapımında kullanılan etken maddenin laboratuvar ortamında yemek borusu kanseri hücrelerini öldürdüğünü saptadı. Kanser uzmanları, KURKİMİN in kanser hücrelerini 24 saatte öldürmeye başladığını gördü.

KURKİMİN aslında zerdaçalda (hint safranı) bulunur. Bu maddede bulunan doğal kimyasalların özafagus (yemek borusu) kanserinde yeni tedaviler için kullanılması olanağı sağlayacağı düşünülüyor.

Bebeğinize İlkönce Almanız Gereken Oyuncaklar

İlk ay oyuncağının göz hizasında olması çok önemlidir. Sallanan renkli oyuncaklar seçebilirsiniz. Başlangıçta bebek bu oyuncağa bir süre ilgisiz kalsa da dış dünyaya uyum sağladıkça ilgisi artacaktır. Bu tip oyuncaklar bebeğin algısını güçlendirerek çevresini daha çok fark etmesine yardımcı olacaktır. Sallanan oyuncak ve objeyi aralıklarla değiştirin. Bu değişimi fark edecektir.
Bebeğin çevresinin farkında olmasını sağlamak için oyuncaklar bebeğin duyularına hitap etmelidir. İşitme duyusunu güçlendirecek müzikli dönenceler ilk ayda çok yararlıdır. Bu oyuncak; bebeğin farklı sesleri fark etmesini sağlayacaktır.

Sonbahar Depresyonuna Dikkat !

Kendinizi sonbahar depresyonunun değil, pozitif düşüncenin kollarına bırakın. Hayatın tadını çıkarın!

Yazın canlı, sıcak ve enerji dolu günleri yerini serin, daha erken kararan kapalı havalara bıraktı. Tüm doğanın sonbahardan etkilendiği bu günlerden ister istemez bizlerde payımıza düşeni alıyoruz. Havaların serinlemesi, azalan güneşli günler, iş yoğunluğunun artması, okulların açılması ve hayatın sorumluluğunu omuzlarımızda daha belirgin hissettiğimiz günler psikolojik değişimleri de beraberinde getiriyor. Özellikle sorumluluğu yüksek anneler, tüm bu hayatın getirdikleri zorluklar karşısında kendi çaresiz hissedebiliyor. Sonbahar depresyonu kendini; uykuda düzensizlik, sabah uyanmakta güçlük çekme, sinirlilik ve karamsarlık gibi belirtilerle gösterebiliyor.

Kuru mayalı Poğaça Tarifi

Malzemeler:

1 yemek kaşığı tuz
1 yemek kaşığı şeker
1 çay bardağı sıvı yağ
Yarım Paket margarin (isteğe göre tereyağı)
2 tatlı kaşığı kuru maya
1 su bardağı süt
1 yumurta akı içine sarısı üstü için ayrılacak
Aldığı kadar un
İçi için isteğe göre peynir çeşitleri,maydonoz kırmızı toz biber,karabiber,tuz

Yapılışı:
Yukarıdaki malzemeleri bir kapta hamur kıvamına gelecek şekilde iyice yoğurun, istediğiniz poğaça şeklini vererek (oval, yandan kapalı yada yarık ) yağlamanıza gerek olmaya fırın tepsisine diziniz.Üstlerine yumurta sarısını sürdükten sonra Fırını ısıtmadan tepsiyi koyunuz. Yaklaşık 10-15 dk bekledikten sonra fırını uygun ısıya getiriniz,üstü kızarınca poğaçalarınız hazır demektir.

AFİYET OLSUN

Çatlak Eller

Problem: Yoğun neme ihtiyaç duyan kurumuş ve çatlamış eller

Çözüm:
Özel içerikli kremler cildinizin derinine nüfuz ederek, acı veren, çatlamış, kurumuş ve hasar görmüş ellerinizi rahatlatmaya ve yumuşatmaya yardımcı olur. Ellerinizi soğuk hava koşullarının ve rüzgarın zararlı etkilerinden korumayı, içeriğindeki Ceramide, Marine Collagen ve Vitaminler yardımıyla daha yumuşak ve genç görünümlü ellere kavuşmanızı destekler.

Çözüm: 2 limon suyu , 50 gr gliserin, 30 gr badem yağı, 30 gr kolonya , 2 çorba kaşığı pudra ile bir karışım hazırlayıp elinize masaj yaparak sürün. Ardından elinize bir poşet geçirerek 15 dk bekleyin
Okul öncesi eğitimin çocuklar, aileler ve toplum açısından birçok faydası vardır. 0-6 yaş arasını kapsayan erken çocukluk dönemi çocuğun en hızlı geliştiği dönemdir. Beyin yapısı ve fonksiyonlarının gelişiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanmaktadır. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Yapılan çalışmalar okul öncesi eğitim alan çocuklarda okula devam oranlarının ve okul başarısının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Okul öncesi eğitim sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar

Çocukların gelişim özellikleri, bireysel farklılıkları ve yetenekleri göz önüne alan,sağlıklı bir biçimde fiziksel, duygusal, dil, sosyal ve zihinsel yönden gelişimlerini sağlayan, olumlu kişilik temellerinin atıldığı, yaratıcı yönlerinin ortaya çıkarıldığı, çocukların kendilerine güven duymalarının sağlandığı, ebeveyn ve eğitimcilerin etkin olduğu kaliteli bir okul öncesi eğitim programına katılan çocukların diğer çocuklara kıyasla gelecekte okul başarıları daha yüksek, sosyal ve duygusal, sözel, zihinsel ve fiziksel gelişim açısından daha yetkin olduklarını araştırmalar göstermiştir.

Okul öncesi eğitimin yararlarını kısaca şu şekilde sayabiliriz:

Çocukların zeka puanlarında yükselme

Sınıfta kalma ve okul eğitiminden ayrılma oranlarında düşme

Çocukların beslenme ve sağlık durumunda iyileşme

Sosyal ve duygusal davranış gelişiminin daha ileri olması

Daha olumlu ebeveyn-çocuk ilişkisi

Bu yüzden bu dönemde çocuğun zihinsel ve bedensel olarak yeterli beslenmesi ve etkileşimde bulunabildiği, onun gelişimini destekleyen bir ortamda bulunması gerekmektedir. Erken çocukluk eğitimi insan gelişiminin başlangıç noktasıdır. Okul öncesi eğitim, çocukların ve ülkemiz insanının uzun vadede daha üretken, daha yaratıcı, sorun çözmede daha yetkin olmasını sağlar.

Organik köy ürünleri

Yaşamın giderek zorlaştığı günümüzde giderek yaygınlaşan organik üretimde; tercih edilmesi şiddetle önerilen köy ürünleri şunlar olabilir mesela;

Biber tuzu
Mısır unu
Tereyağı
Fırın Fasülyesi
Ev Yapımı Çökelek
Yayla Balı
Kurutulmuş Biber
Doğal Pul Biber
Köy tarhanası

Akraba Evliliği

Akraba`lar arasında yapılan evliliğe endogami denilmektedir.
Genetik hastalıkların epidemolojisini etkileyen önemli etmenlerden biridir ve dünya toplumunun en az %20'si tarafından yeğlenmektedir. Doğan çocukların en azından %8,4'ü akraba evliliklerinden doğmaktadır. Özellikle Batı Akdeniz ve Güney Hindistan 'da çok yaygındır.

Akraba evliliklerinde, hem annenin hem babanın aynı bozuk geni taşıma ihtimali, akraba evliliği yapmayan diğer kişilere oranla daha yüksek olduğu için, çocuğun da hasta doğma ihtimali, normal populasyona göre artmıştır. Bununla beraber, düşük ve ölü doğum ihtimali de artmıştır.

Isırgan otu mucizesi

Yaprak ve köklerikandaki zehirli maddeleri uzaklaştırıcıdır.
İştah açar ve kanın pıhtılaşmasını ön­leyici etkileri de bildirilmektedir.
Zehirli olmayıp, tamamen güvenli olması ona önemli bir avantaj sağlar.
Yaprakların deride yaptığı tahrişten romatizmal ağrıları gidermek için faydalanılır. Taze yapraklar veya bunlardan elde edilen öz cilde sürülür.
Yaprakların kaynatılmasıyla elde edilen sıvının saç dökülmesini azalttığı öne sürülmektedir. Yine ağır hastalıklar sırasında dökülen saçların çıkışını hızlandırmak için uygulanabilir.
Isırgan tohumu da romatizmal ağrıları dindirici, idrar söktürücü, müshil, ateş düşürücü, barsak pa­razitlerini öldürücü, cinsel gücü arttırıcı olarak bili­nir.

Ayrıca ısırgan otu bağışıklık sistemini güçlendirerek böbrek taşı oluşumuna büyük ölçüde önlem olduğu kanıtlanmıştır. Bu yüzden ısırgam otu idrar söktürücü olarakta kullanılmaktadır.İdrar söktürücü etkiden kalp yetmezliğinde de faydalanılabilir. Fakat en önemli ve eski kullanım alanı olarak antitümör etkisi ile ilgili bilimsel bir kanıt henüz bulunamamıştır. Isırgan otunun içeriğindeki yüksek demir oranı kemik iliğini uyararır ve kansızlığa (anemi) karşı faydalıdır.

Sabun Yapımı

Sabunun ana maddesi NaOH yani sodyum hidroksit tir

A- MALZEMELER: (1) en ucuzundan zeytinyağı; (2) su; (3) sud kostik (NaOH, yani sodyum hidroksit); (4) termometre; (5) sabun kalıpları (6) çelik tencere (6-lt.lik); (7) bir su bardağı (ölçek olarak) (8) tahta yemek kaşığı ve mikser (Dikkat: blender değil!, mikser).

B- YAPIM:
1- Çelik tencereye 6 bardak su koy. İçine yavaş yavaş 1 bardak NaOH'ı karıştıra karıştıra ekle. (Çok dikkat et, hepsini bir kerede döküverme) Exotermik reaksiyonla kendi kendine ısınıverir bu karışım. Bunun 40C.ye düşmesini bekle.
2- 3 bardak Zeytinyağını ayrı bir kapta 40 C.ye ısıt.
3- kostik 40 C.ye düşünce, 40C.deki yağı yavaş yavaş tahta kaşıkla karıştıra karıştıra çelik tenceredeki kostiğe dök. Kaşığı bırak, mikserle minimum 10 dakika düşük devirle karıştır. Etrafa sıçratma sakın. Hele gözüne cildine gelmesin, gelirse bol suyla yıka. 10 dak. sonra bırak; bundan sonra her 5-10 dakikada bir mkserle 1-2 dakika süreyle yine karıştır.
4- Bu aralıklı karıştırma işine, karışım koyu boza veya muhallebi kıvamına gelene kadar devam et. Kaşıkla yardığın zaman kaşık izi kalıyorsa olmuş demektir. Bu karıştırma işlemleri sırasında 40 C.yi muhafaza etmen gerek Termometre ile kontrol et, gerekirse ben-mari uygula, daha rahat edersin. 3-5 derecelik sıcaklık farkları işi bozmaz.
5- Çelik tencereyi bir battaniyeye sar (tıpkı yoğurt yapar gibi) ve 24 saat beklet. Bu sürede açıp bakma ne oluyor diye.
6- 24 saat sonra çıkar, kalıplara dök. Kalıplarda 2-3 gün beklet.
7- Sabunları kalıptan çıkar, havanacak şekilde bir tel ızgara üstünde 2 ay beklet. Üstü beyaz toz yapabilir, meraklanma, bu sodadır. Fırçalayınca gider.

Not: 1-arap sabunu dediğimiz jel sabun isterseniz NaOH yerine KOH, yani potasyum hidroksit kullanırsınız. Kalıba da gerek yoktur o zaman.
2- Kalıplara döktükten sonra bütün kap-kacağı sıcak sabunlu sularla yıka.
3- Kalıp için en pratik yol şu: Yarım metre boyunda 70 veya 100 mm. çapında Fırat atık su borusu al, borunun bir ucunu kapayarak malı buna dök. 2-3 gün sonra bir ucundan itince öbür taraftan sabun çıkar. Bunu istediğin kalınlıkta dilimlersin.
Sabun 2. Dünya Savaşı sonnrasına kadar kazan kaynatma yöntemi ile yapılırdı. Ülkemizin bazı kesimlerinde hala uygulanmakta olan bu yöntemde yağlar bir tuz yatağının üzerinde kaynatılır ve suda çözülmüş sodyum ya da potasyum hidroksit eklenerek sabunlaşma reaksiyonu elde edilir.

Bu yöntem ülkemizin kırsal kesimlerinde, evde kullanılmış yağları, zeytin, pamuk gibi endüstriyel yağ bitkierinin posalarında kalan ve çoğunlukla kimyasal solventlerle çıkarılan yağları, sabuna çevirerek değerlendirme amacı ile kullanılmaktadır. Çoğunlukla dededen kalma formüller ve uygulamalarla gerçekleştirilen bu yöntem sonucu elde edilen sabun, çamaşır sabunu olarak kullanılır. Vücut temizliği için pek elverişli değildir.

Kontrollü ve güvenli sabun yapımı için devamlı laboratuvar denetimi ve mekanik sabunlaştırıcılar gereklidir. Yüksek kapasiteli sabun üretiminde bu işlemler bir üretim bandı şeklindedir.

Önce yağlar gerekli dozda alkali eklenerek, gerekli ısı altında uzun süre karıştırılırlar ve sabunlaşma reaksiyonu tam olarak gerçekleştirilir. Yüksek kapasiteli işletmelerde bu safhadan sonra sabunun gliserini kimyasal olarak ayrıştırılır ve bir yan ürün olarak değerlendirilir.

Gliserini alınmış sabun vakumlu spray yöntemi ile kurutulur ve granül haline getirilir. Sabunun su oranı yapılacak sabun kalıbının özelliklerine göre belirlenir.

Bundan sonraki aşamalarda sabun granülleri amalgamator adı verilen bir karıştırıcıda boya, koku ve diğer istenen malzeme ile karıştırılıp, merdaneli preslerde ve extruzyon preslerinde sıkıştırılarak iyice homojenize edilir. En sonunda da kalıplar halinde kesilip damgalanır ve paket edilir.

Aşağıdaki resimde bir daimi sabun üretim bandının planını görmektesiniz:


Soğuk Sabun Yapım Yöntemi (Cold Process)

Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde, genellikle ev hanımları tarafından benimsenen bu sabun yapım yönetimi, mutfak gereçleri ile ev ortamında küçük çapta sabun üretimine imkan tanımaktadır.

Bu yöntemle sabun yapabilmek için gerekli araç ve gereç, bir el mikseri, geniş bir paslanmaz çelik tencere ve kalıp olarak kullanılabilecek herhangi bir kaptan ibarettir.

Bu yöntemle küçük miktarlarda olmak şartı ile çamaşır sabunu kalitesinde sabun üretilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken konular, sabundaki su ve kostik oranı, homojen bir karışım, ve sabunlaşma reaksiyonunun tamamlanması için gerekli olan bekleme süresidir. Bu bekleme süresi oldukça uzun olmalıdır. Bu yöntemle yapılan sabunlar rafine edilmedikleri ve serbest kostikten arındırılmadıkları için cilt temizliğinde kullanılmazlar.

Kilo dostu besinler

Yumurta: Protein deposu yumurtalar sizi uzun süre tok tutar. Hatrı sayılır ilgili fakültelerce yapılan bilimsel araştırmada aynı anda 30 obez ve şişman kadın üzerinde yapılan deneyde düşük kalorili meyve salatası ve 2 dilim tost ile birlikte sütlü omlet tüketen kadınlar, simitle kahvaltı yapan kadınlara oranla gelecek otuz altı saat içinde daha az yemek yedi.

Esmer pirinç: B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.

Fasulye: Safra kesesinin kasılmasına neden olan hormon, kolesistokinin’i hiç duymamış olabilirsiniz fakat bu hormon en iyi kilo verdiricilerden bir tanesidir. Bu hazmettirici hormon tabi bir iştah kesicidir. Yüksek lifli fasülyeler ayrıca kolestrolünüzü de aşağı çeker.

Salata: Penn Devlet Üniversitesi’nde kırk iki kadın üzerinde yürütülen deneye göre düşük kalorili salata tüketenler, istedikleri kadar hamur işi yemeleri serbest bırakılsa dahi çok az yiyebiliyorlar. Bilim adamlarına göre buradaki gizem sizi şişene dek yemekten alı koyan salatanın saflık oranı.

Yeşil Çay: Kilo verdirici şey kafein değil. Kateçin ismi verilen antioksidanlar yağ yakımını ve metabolizmayı artırıyor.

Kırmızı üzüm: Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor.

Salatalık: Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu.

Nar: Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan.

Adzuki fasulyesi: (Küçük kırmızı fasulye) Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla suyu tutuyor.

Brokoli: Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.

Elma: Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.

Kiraz: Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.

Yulaf: Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor.

Armut: Orta büyüklükteki 1 armut sizi tok tutmaya yeter de artar bile. Elma tok tutma konusunda 2. sırada yer alıyor. Her 2 meyvede de kan şekeri oranını düşüren ve öğün arası aparatif şeyler yemenizi önleyen pektin lifi mevcut.

Çorba: Bir tabak tavuk çorbası bir parça tavuk kadar doyurucu ve tok tutucu özelliktedir. Oxford Üniversitesi’ndeki bilim adamları en basit çorbanın dahi beyindeki açlık duygusunu tatmin ettiğini ve tokluk hissi uyandırdığını belirtiyor.

Yağsız et: Temel animoasitlerden biri olan ve içinde süt ürünleri, balık ve et kadar protein içren Lösin, daha az yemeniza ve tok kalmanıza yardımcı olur.

Zeytin yağı: Ham zeytinyağı ile fazla kilolarınızı verebilirsiniz. Zeytinyağı Kalori yakmanızı da kolaylaştırır.

Greyfurt: 2006 yılında Almanya’da yürütülen bir incelemede her öğünden önce 1/2 greyfurt tüketmek veya günde 3 kez greyfurt suyu içmek kişilerde üç ayda 3 kilodan fazla kaybettirdi.

Domuz gribine karşı ne önlemler almalı

SOn zamanlarda ülkemizde salgın vakaları olarak seyreden ve ölümlere neden olan domuz gribinin aşısı çıkasıya kadar malesef korunmaktan başka şansımız görünmüyor. Bu yazımda sizlere domuz gribinden nasıl korunulur ve ne gibi önlemler alınabilir konularında bazı ip uçları vereceğim.

1) DOmuz gribinden korunmak için öncelikle sık sık ellerinizi yıkamayı alışkanlık edinmesisiniz. Genel olarak solunum yoluyla bulaşan domuz gribi virüsünün aynı zamanda hastalıklı kişilere temas yoluyla ellerimize oradan da ağzımıza bulaştığı bilinmektedir. O nedenle yabancı ortamlarda gezerken ve halka açık yerlerde bir yerlere dokunduğunuzda ilk fırsatta ellerinizi yıkayınız.

2) Uykusuz kalmayınız: Domuz gribinin en fazla etkilediği kişiler, bağışıklık sistemi zayıf olanlardır. Uykusuzluk ise bağışıklık sistemini zayıflatan en önemli unsurlardan birisidir. İyi uykusunu almış birisinin domuz gribine yakalanma ihtimali daha zayıftır.

3)Bol su içiniz. SU tüketimi, vücudun hastalıklara direncini artırır.

4)Meyve sebzeler tüketiniz. Vücudu güzçlendiren, bağışıklık sistminize destek olan bol vitaminli besleyici gıdalar tüketiniz.

5) Alkol ve sigaradan uzak durunuz. VÜcudunuzu güçsüz düşüren bu zararlı alışkanlıklar, domuz gribine yakalanmayı kolaylaştırır ve hastalığın daha şiddetli seyretmesine neden olur.

6) Fiziksel aktivitelere özen gösteriniz. Günde 30-40 dakikalık yürüyüş, vücudu domuz gribine karşı dirençli yapar.

7) insanlarla fiziksel temasa geçmemeye özen gösteriniz. Halka açık yerlerde fazla gezmeyiniz.

8) Hastalıklı kişilerle asla kontak kumayın ve hastaneye ziyarete gitmeyin. Taburcu edildiklerinde bile uzun bir süre evlerini ziyaret etmein hastalığı size bulaştırabilir.

9)Domuz gribi, normal gribin aksine çok şiddetli seyreder. o nedenle ağır grip vakası ile karşı karşıyaysanız hemen en yakın sağlık kuruluşuna gidiniz.

10)Stresten uzak durunuz, stres durumları, domuz gribine yakalanmayı kolaylaştırmaktadır.

Hemoroid Basurun nedenleri bitkisel tedavi yöntemleri

Halk arasında basur adı verilen hemeroid rahatsızşığının temelinde kalınbağırsağın anüs deliğinden meme yaparak dışarı doğru çıkması neticesinde verdiği reahatslızlık ve kanamalarla bilinmektedir. Basurun en önemli nedeni, susuz yiyecekler yenmesi nedeniyle sindirim sistemi yapısınnı bozularak kuru dışıkı yapmaya zorlanması neticesinde barsak ve anüs kaslarının haddinden fazla zorlanmasıdır. Yani diğer bir deyişle Kabızlık hali, basur hastalığının en önemli nedenidir. Bunun yanısıra, vücutta suyun azaldığı hamilelik, şişmanlık, gibi durumlarla kişilerin beton ve taş gibi soğuk yerlerde fazla oturması neticesinde, alkol içen kişilerde alkolün vücut suyunu çekmesi ve sindirimi zorlaştırması durumunda ve son olarak bağırsaklardaki bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları basura neden olabilmektedir.

Basır olan kişilerin tuvalet yaparken fazla ıkınmamaları ve zorlamamaları önemlidir. Basur memesi adı vrilen anüsteki barsak kesesinin ara sıra kanaması da kişilere sosyal ve günlük hayatta zor anlar yaşatabilmektedir. Barsak rahatsızlıklarında bazı bitkilerle tedavi ve bitkisel şifa yöntemleri işe yaramaktadır. Basur rahatsızlığında da bazı bitkisel tedavi çözümleri oldukça etkilidir. Misal olarak japon pagoda ağacının kabızlığı geçirdiği, anüs ve kalın bağırsak kaslarını güçlendirerek basuru iyileştirdiği hemoroide son verdiği bilinmektedir. Japon pagoda ağacı kullanan kişilerin %94 lük kısmında basur iyileşmekte ve kesin biçimde tedavi edilmektedir.

suna dumankaya saç dökülmesi tedavisi önerileri

Saç dökülmesi sorunu, gerek hanımların herekse beylerin sıkça karşılaştığı, sosyal ve iş hayatlarında sorun olarak gördükleri bir rahatsızlıktır. Saç dökülmesinin sebepleri arasında hormon dengesizlikleri, stresli yaşam, genetik ve kalıtsal faktörler gibi değişik saç dökülmesi sebepleri olabilmektedir. Özellikle geçici saç dökülmesi sorunu yaşayan bayanlarda saç dökülmesine karşı bir kısım ev yapımı bitkisel tedavi yöntemleri sıkça kullanılmaktadır. Bunlardan belki de en etkili saç dökülmesi tedavisinin bitkisel çözümünü, ünlü herbalist ve bitkisel şifa uzmanı sayın Suna dumankaya önermektedir. Suna dumankaya tarafından formüle edilen bitkisel çözüm ile saç dökülmesine engel olunabilmektedir.

Bu saç dökülmesi ilacının ismi ise zeytin yağı ile karıştırılacak olan limon ve biberiye karışımının saç dökülmesini etkilediği bilinmektedir. Ayrıca beslenme düzenine dikkat edilerek Fındık, ceviz, yumurta, tahıl ekmeği, kara buğday, beyaz peynir, kuru üzüm gibi çinko ve potasyum açısından zengin meyveler yiyerek, saçların beslenmesini sağlayabiliriz. Saç dökülmesinde kekik yağı da zeytinyağı na alternatif olabilmektedir.

Elma sirkesi ve maranki zayıflama diyeti

Elma suyunun fermente edilmiş bir türevi olan elma sirkesi, cilt lekeleri tedavisinden tutun da mide barsak rahatsızlıklarına kadar geniş bir alan içerisinde, tedavi edici etkisiyle göze çarpmaktadır. ELma sirkesinin asıl önemli etkisi ise zayıflama ve incelme tedavilerinde yağ yakıcı termojenik bir takım önemli maddeleri ve enzimleri ihtiva etmesinden kaynaklanmaktadır. Elma sirkesinin hiçbir işlemden geçirilmeden tamamen doğal elma suyundan elde edilmesi durumunda, hem içerisindeki faydalı besin vitamin, mineral ve enzimlerin harap olmasını önleyeceksiniz hem de elma sirkesinin zayıflatıcı etkisinden azami derecede faydalanmış olacaksınız. SOn dönemde Ahmet Maranki gibi birçok önemli şahsiyet, elma sirkesini sanki yeni keşfedilmiş bir iksirli maddeymiş gibi halka sunmaktadır. Oysa elma sirkesi bilim adamlarınca yıllardır faydaları anlatılmakta ve yorumları ile bizlere tavsiye edilmektedir.

Oysa elma sirkesinin şifalı etkileri asırlardan beri atalarımız tarafından tecrübe edilmiş olan ve bilinen bir gerçektir. Elma sirkesi hazırlarken dikkat edeceğiniz diğer bir önemli nokta ise elma sirkesinin içerisine şeker ve katkı maddeleri koymamanızdır. Bu tür katkı maddeleri, elma sirkesinin zayıflama yağ yakma ve incelme üzerindeki faydalarını azaltmaktadır. ELma suyunu neredne bulabilirim veya temin ederim diye soranlara ise her türlü market ve süpermarkette elma sirkesini kolaylıkla bulabilme imknınızın olduğunu hatırlatırız. Ancak dediğimiz gibi elma sirkesinin zayıflama üzerindeki veya cilt lekelerini iyileştirici giderici etkisinin tam olarak ortaya çıkması için ev yapımı elma sirkesini kullanmanız önerilir. Bitkisel bir çözüm olarak elma sirkesinin her mutfağın dolabında yer almasını şiddetle öneriyoruz.

Guess 2010 saat modelleri fiyatları markaları ucuz


Guess marka saatler, şıklığın kalitenin, ucuzluğun ve karizma görünümün bir parçası olarak bilinir. Guess model saatlerin 2010 kreasyonunun kataloglarda yer almaya başladığını ve oldukça ucuz ve şık saat modellerinin bulunduğunu okuyucularımıza bildiririz.

bu bir deneme yazısıdır. Satış için yazıldı. r10/PASAJ

bu bir deneme yazısıdır. Satış için yazıldı. r10/PASAJ

hızlı index denemesi içindir.

Boydan örgü elbise modeli

Boydan örgü elbise modeli. Bembeyaz renkler harika olmuş demi?

Bayan kazak modeli

Bayanlara özel olarak hazırlanmış yeşil tonların hakim olduğu kazak modeli

Turkuaz üçgen şal